Şiir Çizen Adam Hasan Aycın

Bilmiyorum farkında mısınız ama bu ülkede Hasan AYCIN diye biri var. Çizimlerini Yeni Şafak’ta takip edebilirsiniz. Ortaya koyduğu çizimler alışık olduğumuzun çok dışında. Çizimlerine ne karikatür denebiliyor ne de resim. Belki de hiçbir şey demeden böyle bırakılmalı.

Hasan AYCIN 1955 Balıkesir doğumlu. 60 yaşında bir amcadan bahsediyorum sokak tabiri ile. Yaşının bu kadar ilgimi çekmesinin kendimce haklı bir sebebi var. Birçok şair, yazar ya da müzisyen hayatının bu evrelerinde ya sanatsal üretimini bırakmış olur ya da hala üretme çabası içerisinde kıvranarak külliyatının aritmetik kalite ortalamasını düşürmek ile meşguldür. Hasan AYCIN ise bunun tam aksine hala yaratıcı sanatsal ürünler sunmaya devam ediyor, hem de gazete gibi süreli bir yayın organı üzerinde. Bizler müşterilerimize teslim vakitleri verirken zorlanıyoruz, Hasan AYCIN ulusal bir gazetede kendisine ayrılan kısmı belli periyodlar ile doldurmaya devam ediyor.

Bu nasıl başarılabilir?

Bu yazıyı okuduktan sonra sizin, Hasan AYCIN konusunda en azından küçük çaplı bir Google görseller araştırması yapacağınızı umarak, bahsettiğim kişinin sanatı ve çalışmaları konusunda ilgimi çeken, sizin de ilginizi çekmesini umduğum birkaç noktaya değinmek istiyorum ki araştırmanız görseller ile sınırlı kalmasın.

Hasan AYCIN dindar biri. Kırk Hadis gibi geleneği olan bir türü kendi sanat anlayışı ve mahareti dahilinde yorumlamış. Görsellerden bir kısmı, bence derinlik açısından zayıf olsa da aralarında çalışmanın ana gövdesinden ayrılan yaratıcı çizimler var. Dindar olmasından ziyade, gerçek bir sanatçının yapacağı gibi, kişiliğini ve dünya görüşünü estetik kaygılar göz önünde tutularak sanatında görebilmemiz saygı duyulması gereken bir özellik. Popüler ve güncel olanı bile bu süzgeçten geçirerek çizimlerine ekliyor.

Ayrıca Hasan AYCIN güncel biri. Belki de yaratıcı kalabilmesinin en önemli sebeplerinden biri bu. Gazete gibi günlük hayatın içerisinde dağılan bir iletişim aracında ürün veriyor olması muhtemelen onu gündem ile ilişki içerisinde yutuyor. Gündemde ne varsa çizimlerde onu görebiliyorsunuz. Ama bir haber bülteninin ağzından, kısa ve özensiz cümleler ile naklen anlatılan gündem değil. Sadece siyah ve beyaz ile yazılmış bir şiirin, bir şairin hassasiyetinden damıtılmış gündem.

Şiire Yaklaşan Çizgiler

Abarttığımı mı düşünüyorsunuz. Belki dışardan öyle görünüyor olabilir. Ben şiirle çokça vakit geçirmiş ve hala vakit geçiren biri olarak bu çizimlerde bir şairelik buluyorum. Mümkün olanın en basitine, siyah ve beyaza indirgenmesi bile yeterince şairane. Ayrıca çizimleri her incelediğinizide yeni bir bakış açısı da bulabiliyorsunuz içerisinde. Bu tekrar tüketilebilme işi genelde şiire atfedilir. Son olarak, çizimleri inceleyin ve birazdan yazacağım cümleyi düşünün. Bende bu çizimlerin bıraktığı izlenim şudur; usta bir çizim yeteneği ve tasarım zekası ile beraber elinden başkası gelmiyormuşçasına çaresizlikle çizilmiş, başka hiçbir şey olamadığı için çizim olmuş, çizimden dışarı çıkmaya çalışan derin ve şairane bir duygusallık.

 

Şiire yakın bir çizimi muhtemelen en iyi şekilde ancak bir şair anlatabilir. Hem de çok iyi bir şair.

Hasan Aycın’ın çizgilerini alışılmış biçimiyle birer karikatür saymak onları hiç ihtiyacımız olmayan bir sınıflamaya kurban etmek anlamına gelir. Gerçi sanatçının sundukları arasında karikatür ölçülerine her bakımdan uyum gösteren ürünler yok değil, ama onun yaptıklarını çizgi yardımıyla çizginin dışına taşma isteği olarak değerlendirmek mümkündür. Çünkü, öyle görünüyor ki Hasan Aycın’ın kalkış noktası çizgi ve çizginin imkanlarını yoklamak değil, çizginin arkasında kalmış kişi veya kişilikle bağlantıyı aramaktır… çizgilerin sezgiye ilişkin temelleri var. Bence bir şiirin oluşumuyla hasan aycın’ın ak kağıt önüne oturuşuna kadar geçen sürenin ortak nitelikleri var.

…Sezgiye doğru düğümlerinizi gevşetirseniz belki anlam sızabilir içinize.

İsmet Özel

 

 


Son Olarak

 

Hasan AYCIN'ı twitterda takip etmek isteyenler profiline buradan ulaşabilirler. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR