Facebook Slaş Her Şey

Facebook dünyanın en fazla üyesine sahip sosyal medya platformu. Her geçen hem üye sayısını arttırıyor hem de potansiyel gördüğü yeni girişimleri ve olası alternatiflerini satın alarak, bir holding olarak da gittikçe büyüyor. Sorunlu olan şey, hacim olarak büyümesi değil, alternatiflerini de kapsayarak tekelleşmesi.

Facebook, zaten dünyanın en fazla kullanılan ikinci mesajlaşma uygulaması Messenger’e sahipken, hatırı sayılır bir para ile Whatssap’ı da satın aldı. Büyüme modelindeki sorunlu kısım bu. Yoksa Mark’ın parasını çekemiyor değiliz.

Instagram bu konuda harika bir örnek. Genç kullanıcıları kendine toplayan bir çekim kaynağı olmuştu İnstagram. Hatta ailelerinden kaçtıkları, akrabalarına ve yorumlarına maruz kalmadan paylaşım yapabildikleri bir gizli alandı. Ama Mark duruma el koydu… Artık köy kahvelerinde, gençler otursun diye paravanla ayrılmış bir bölüm sadece.

Facebook sadece sosyal medya alanında genişlemek ile kalmıyor. Bütün internet dünyasını, adres çubuğunda, kendi url’sinin arkasına almaya çalışıyor. Facebook/her-sey

Rabbena Hep Bana 

Satış gurupları kurarak e-ticaret sitelerine, firmalara ürün, hizmet, fiyat, konum ve iletişim bilgilerini girme imkanı vererek bu firmaların kurumsal internet sitelerine, popüler paylaşım türlerini taklit ederek diğer sosyal medya sitelerine, iş ilanları, ikinci el ticareti, aklınıza gelebilecek her şeye kast ediyor. Üretilen bütün içeriklere talip.

Çok kısa zaman sonra ülkemizde de ulaşılabilir olacak pazar yeri özelliği ile letgo’ya kast edecek. Şuan üç ülkede kullanımda olan bu özellik; kullanıcıların konum bazlı ürün aramalarını, satılık ürün ilanı vermelerini sağlıyor.

Bunu Nasıl Başarıyor?

Periscope, Snapchat gibi platformlarda aktif kullanıcı sayısını bu kadar düşürmeyi, her el attığı işten böyle kalın bir dilim koparmayı nasıl başarabiliyor?

Çünkü hepimiz ordayız. Hepimiz zaten Facebook’tayız. Kullanıcı, Facebook/’tan hemen sonra… Her alternatif her girişim, kullanıcıyı Facebook’tan dışarı çıkarma iddiasıyla yola çıkıyor. Facebook bunu başardı. Kullanıcısını içeride tuttu. Instagram’mı satın aldı, Periscope’u illegal bir alana itti, Snapchat’i salladı…

Sosyal medya felsefesi tepki almak üzerine kuruludur. Yani sizin kuracağınız bir sosyal medya platformuna benim üye olurken beklentim bazı durumlara tepki verebilmek, bazı durumlarıma da tepki alabilmektir. “Like’a Like, Takip’e Takip” sloganı ile özetlenen bu felsefede, şart olan iki şey vardır: butonlar(Like, share, FAV, TR vs.) ve insanlar. Girişimler genelde birincisine odaklandıkları için zayıf kalırlar.

Eskiden bir internet projesi geliştirilirken Google göz önünde tutularak çalışılır, kullanıcıların Google ile ilişkili alışkanlıkları belirleyici olurdu. “Kullanıcı nasıl bir arama yapar?” diye düşünülürdü. Şimdi kullanıcının nerede olduğu belli. Onun dikkatini çekecek içerik üretebiliyorsan Facebook seni kullanıcıya götürür. Ama belli bir ücret karşılığında :D

İki Kutuplu Dijital Dünya

Dijital dünyada iki büyük kutup var. Facebook ve Google. Üretilen her içerik ikisine de bir şekilde ulaşıyor. Hatta içerikler direk bu siteler için üretiliyor. İçeriklerin kullanıcılara ulaşmasında aracı bu iki kuruluş.

Google Cephesi

Google içerik üreticilerini değerlendirebiliyor. İçerikleri belli kriterlere göre test edebiliyor ve talep edenlere ulaşmaları konusunda kaliteli içerikleri veya içerik üreticilerini ön sıralara taşıyarak ödüllendiriyor. Biz bu kriterler ve kullanıcı deneyimlerinin tamamına SEO diyebiliriz mesela. 

Facebook Cephesi

Facebook ise böyle bir kriterden yoksun. Onun açısından içerik değil kullanıcı kıymetli. Ürün değil müşteri yani. Etkileşim toplayan her içeriği (site dışına linkler hariç) kullanıcıya göstermekte çok hevesli. Belki gelecekte geliştirilse bile şuan Facebook için uygulanabilir SEO kriterleri yok.

 

Facebook’un bu gelişiminin, internet dünyasında yaratıcı içerik üretimini, farklı arayüz tasarımlarını, web tasarımı ve özgünlüğü öldürdüğünü düşünüyorum. Yaratıcılığın ve tasarımın post üretiminden ileri gidemediği, kullanıcının ve sermayenin güçlü olduğu, sponsorlu içeriklerin diğerlerini öldürdüğü Facebook’un bu reklam dünyası adil değil. Google vs. Facebook mücadelesinde ben Google tarafındayım.

 

Not: Zahmet olmayacaksa siz de bu içeriğe hangi site aracılığı ile ulaştığınızı yorumlar kısmına not edin. Aşağıda küçük bir anket oluşturalım.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR